28 Mayıs 2015 Perşembe

Çocuklarda Korkularla Baş Edebilme

 Çocuğunuzun gelişim dönemi ile ilgili bilgi sahibi olun; hangi yaş döneminde hangi korkuların görülebileceğini öğrenin.

 Çocuğun yaşadığı korkuların tam olarak ne zaman başladığını, hangi durumlarda daha çok ortaya çıktığını, ne sıklıkla görüldüğünü ve gün içerisinde yaşadığı olaylarla ilişkili olup olmadığını gözlemlemeye çalışın. Bunları tespit edebilmek alınacak önlemlerin neler olabileceğini de belirlemenizi kolaylaştıracaktır.

 Çocuğunuzla korktuğu şeyle ilgili konuşun. Korkuları size anlamsız gelse de; gerçekçi görünmese de o bu korkuları çok ciddi boyutlarda yaşıyor olabilir. Bu nedenle korkacak bir şey olmadığına dair onu ikna etmeye çalışmayın. Çocuğunuzun korkularını kabul edin.

 Korkularını küçümsemeyin; korkularıyla dalga geçmeyin ve çevredeki bireyler tarafından alay konusu haline gelmesini engelleyin. Bu tarz olumsuz yaklaşımlar çocuğunuzun yaşadığı korkuları daha yoğun yaşamasına neden olabileceği gibi özgüven gelişimini de olumsuz yönde etkileyecektir.

 Çocuğunuzun korktuğu durumlarla ilgili onu bilgilendirin. Bu durumun olma olasılığını, olursa neler yapabileceğinizi beraber konuşarak bulun.

 Çocuğun kendi yatağı olmasına rağmen anne baba ile yatma konusunda ısrarcı olması birçok ailede yaşanan sorunlardan biridir. Çocuklar içinde bulundukları bir sıkıntıyı, yaşadıkları bir korkuyu ya da kaygıyı sözel olarak ifade etmekte zorlandıklarında bunu davranışlarıyla göstermeyi seçebilirler. Anne babalarıyla yattıklarında daha güvende olacaklarını düşünebilirler. Bu gibi durumlarda çocukların duygularını anlayabilmek, onları dinlemek, kabul etmek ve anlayış göstermek önemlidir. Ancak çocuğunuz küçük yaşlardan itibaren kendi odasında ve kendi yatağında yatmalıdır.

 Çocuğunuzu korktuğu durumlarla yüzleştirmeye çalışın. Çocuğunuzun kaçma ve kaçınma davranışlarını desteklemeyin.

 Ebeveynlerin de duygularını ifade ederek çocuğa model olmaları ve duygu ifadesine fırsat verecek ortamlar hazırlamaları son derece faydalıdır.

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Mavi 16 Yaşında!

Ekibimiz ile birlikte, 16 yıl boyunca binlerce aileye hizmet verdik. Aldığımız her teşekkür bizi daha da güçlendirdi. Hep birlikte nice 16 yıllara. 

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Çocuklarda Tırnak Yeme Alışkanlığı

Çocuğun tırnak yeme alışkanlığı karşısında ebeveynler ne yapmalı

En etkili yöntem 4 yaşına kadar bu alışkanlığın ebeveyn tarafından görmezden gelinmesidir. “Tırnağını yeme, elini ağzından çek” gibi uyarılarda bulunmak davranışın azalmasından çok artmasına neden olur. Asıl olan, çocuğun bu alışkanlığı kazanmasına neden olan etkenleri saptayıp ortadan kaldırmaya çalışmaktır. Fakat çocuğun kendisini güvensiz hissetmesi halinde bu alışkanlığa yeniden başladığı görülür.

Fakat bu durumun uzaması ve sık sık tekrarlaması halinde bir uzmandan yardım alınması en doğru yaklaşımdır.


Çocuklarda Alt Islatma Sorunu

Tuvalet eğitimi almış olan bir çocuğun alt ıslatma sorunu yaşamasının temelde iki nedeni olduğu düşünülür; çocuk ya duygusa ya da fiziksel bir sorun yaşamaktadır.
Öncelikle organik bir sorun olup olmadığı belirlenmelidir. Ateşli hastalıklar, idrar yolu enfeksiyonları, şeker hastalığı, nörolojik hastalıklar alt ıslatma davranışının görülmesine yol açar. Fiziksel bir problemden kaynaklanan alt ıslatma davranışı kısa süreli ve geçicidir. Hastalığın tedavi edilmesi ile ortadan kalkar. Özellikle erkek çocuklarda görülen alt ıslatmanın en önemli nedeni kalıtsal olmasıdır. Eğer ebeveynlerden birinin geçmişinde bu sorun varsa çocukta görülme olasılığı %25, her iki ebeveynde de varsa %65 artmaktadır. Genetik nedenlerden kaynaklanan alt ıslatmanın ergenlik döneminde ortadan kalktığı görülmektedir.
Çocuğun uykusunun çok derin olması ve tuvaletinin geldiğini fark etmemesi de alt ıslatma nedenlerinden birisidir. Ancak çocuğun gelişimi normalse, tuvalet eğitimi uygun yaşta verildiyse, tuvalet eğitimini tamamladığı halde aralıklı da olsa gece ve/veya gündüz alt ıslatma davranışı varsa o zaman bunun psikolojik kaynaklı olduğu düşünülür. Yeni bir yere taşınmak, boşanma, aile bireylerinden birinin ölümü, yeni bir kardeşin gelmesi ya da tuvalet eğitimi sırasında çocuğun zorlanması, cezalandırılması gibi nedenler duygusal kaynaklı alt ıslatma sorununu gündeme getirebilir.
Nasıl Davranılmalı? Altını ıslatma davranışının tıbbi bir nedenden olup olmadığını belirlemek gerekir. Ailenin çocuğu ile kurduğu iletişimde tutarlı ve kararlı olması önemlidir. Ailenin tuvalet eğitimi için çocuğun idrar kontrolü konusunda belli bir olgunluğa ulaşmasını beklemesi gerekir. Anne baba tuvalet eğitimi verirken çocuğa korku ve endişe vermemeye özen göstermelidir. Anne baba hiçbir zaman çocuğunun altına yapması konusunda çocuğun yanında bu rahatsızlığını dile getirmemelidir. Çocukta tek başına görülen yatak ıslatma dengeli, mutlu ve uyumlu çocuklarda kaygı uyandırıcı olmayabilir. Çocuğun uykusunun derin olması nedeniyle oluşan altını ıslatma sorununun çözümüne yönelik olarak çocuğu sık sık tuvalete kaldırmak ve gece yatarken çok sulu besinleri vermemek uygun olur. Altını ıslatma problemi ciddi boyutlara ulaştığında bir uzmandan yardım alınmalıdır.

Çocuğumuz Ona Sevgi Göstermemizi İstemiyor...

Çocuğumuz 7 yaşında. Onu öpmemizi istemiyor, kendisi de bizi öpmüyor. Saçını okşadığımızda saçlarının üzerinden geçiyor ya da bir yerine dokunduğumuzda aynı yere o da dokunuyor. Bu sorunu 2 yıldır yaşıyoruz. Ne yapmamız gerekir?

Bu gibi durumlar çocukların ilişkilerinde duygusal anlamda zorlandıkları, sıkıntı yaşadıkları kişilere karşı bir tepki olarak ortaya çıkabilmektedir. Ancak bu tarz davranışların tekrarıyla ortaya çıkan obsesif tutum, çocuğun hayatındaki kontrol edilemeyen bir değişikliğin oluşuyla da ortaya çıkabilmekte ya da artabilmektedir. Kardeş kıskançlığı, annenin ve babanın yeni bir çocuk isteğinin diğeri tarafından fark edilmesi ile başlayıp; hamilelik ve doğum sonrasında da devam edebilir. Yeni bir kardeş; büyük çocuğun kendi varlığıyla ilgili kaygılanmasına neden olabilmektedir. Tabii ki burada tepkinin gösterileceği kişiler anne-baba ve kardeş olabilmektedir. Kardeşin doğumu, takıntılı davranışları artırabilmekte veya yönünü değiştirebilecek nitelikte olabilir.

Yakın temasa karşı gösterilen bu tepki; kardeşin doğumuyla beraber kardeşe gösterilen 'yakın ilgiye( öpme, okşama vs.)' yönelik de olabilir. Ancak bu konu daha detaylı ele alınması gereken bir konudur. Burada anne-baba olarak yapılabilecek olan; çocuğun bu isteğine karşı çok eleştirel olmadan sevgiyi gösterme yollarını beraber konuşarak keşfedebilmek ve denemektir. Farklı yollar bulmak; bu gibi dirençlerin azalmasında etkili olabilecektir. Seçimleri konusunda çok hassas olmamak, ona baskı yapmamak gereklidir.

Bu konuyu daha detaylı anlayabilmek adına psikolojik bir destek almanız yararlı olacaktır.